Yalnız geçen gecelerde yanan dul kadın, zenci üvey oğlunun kapıyı çalmasıyla nefesini tuttu. Kalın dudaklarını onunkilere bastırırken, elleri zaten sertleşmiş siyah sikini avuçluyordu. Ateşli öpüşmeler arasında pantolonunu indirip kanepeye itti. Önünde çömelerek koca zenci sikin tamamını ağzına almaya çalıştı, tükürükle kayganlaştırdığı uzun şeyi yalarken inliyordu. Üzerine çıktığında amcığının her santimini dolduran kalın sik, içinde hareket ettikçe çığlıklar atıyor, duvarları inleten ritmik seslerle birbirlerine kenetleniyorlardı.